28-30 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleşen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 39. Olağan Kurultayı, parti tarihi açısından yöneticilerin belirlendiği sıradan bir kongrenin çok ötesinde, kritik bir vizyon sunumuna işaret etti. Türkiye siyasetinin, muhalefet üzerindeki hukuki ve siyasi baskıların arttığı bir dönemden geçtiği herkesin malumu. Pek çok analist, bu baskıların CHP’yi içe dönük bir savunma mekanizmasına iterek enerjisini sadece hukuk mücadelesine harcamaya zorlayacağını düşünüyordu. Tabi bu mücadele tavizsiz şekilde devam ediyor. Ancak Kurultay, bu beklentiyi boşa çıkaran, cesur ve vizyoner bir hamlenin ilanı oldu: CHP, sadece direniş cephesinde durmakla kalmıyor, aynı anda geleceği inşa etme programını da masaya koyuyor.

Parti, bu kritik kurultayda, enerjisini sadece "neye karşı" durduğuna değil, aynı zamanda "ne için" mücadele ettiğine odakladı. Bu stratejik değişim, CHP'nin artık sadece mevcut düzenin eleştirmeni değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine yönelik iddialı bir sosyal, ekonomik ve siyasi programın mimarı olma iddiasını taşıdığının en açık kanıtıdır.

DİRENİŞTEN İNŞAATA GEÇİŞ: BASKI KARŞISINDA GÜÇLENEN İRADE

CHP'nin son dönemde maruz kaldığı hukuki süreçler, belediye başkanlarına yapılan operasyonlar, milletvekillerine yönelik siyaset yasağı iddiaları ve muhalif söylemi kısıtlama çabaları, demokrasinin temel taşlarına vurulan darbeler olarak kayıtlara geçmektedir. Böylesi ağır bir siyasi iklimde, bir partinin öncelikli refleksi savunma pozisyonunu güçlendirmek olur. CHP, bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, Kurultay kararlarıyla eş zamanlı olarak içe kapanma tehlikesini de bertaraf etmiştir. Partinin asıl gücünü gösterdiği nokta, program ve tüzük değişiklikleri ile geleceğe dönük somut bir vizyon ortaya koymasıdır. Bu, "baskı altında dahi çalışabilir ve üretebiliriz" mesajının en güçlü ifadesidir. Bu vizyoner adımlar, partinin "direnişten inşaata" doğru attığı kararlı bir adımdır.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN AYAKTA TUTAN ŞEY

CHP dünya tarihinde en uzun süre ayakta kalmayı başaran siyasi partilerden birisi. Bunun tek nedeninin CHP’nin cumhuriyeti kuran parti olduğunu söylemek, Parti tarihine ve geçmiş kadrolarına haksızlık olur. CHP aynı zamanda köklerinden kopmadan, dünyanın mevcut siyasi koşullarını iyi okuyabilen ve kendisini yenileyebilen bir parti. Aynı zamanda parti içi demokrasiyi genel başkanından en yeni üyesine kadar tüm mensupları tarafından içselleştirilmiş bir parti. Bu kurultay da CHP’nin dünyanın mevcut koşullarına uyum sağlayacağını ortaya koydu

PROGRAM VE TÜZÜK DEĞİŞİKLİKLERİ: VİZYONER ADIMLAR (İNŞA CEPHESİ)

Kurultayda kabul edilen tüzük ve program değişiklikleri, partinin geleceğe dönük yüzünün temelini atmakta, sistemi kökten dönüştürme iddiasını taşımaktadır.

1. “Güçlü Yurttaş Güvenli Gelecek Kazanan Türkiye”

CHP’nin yeni programına bu ismi vermesinin önemli nedenleri var. Neoliberal politikaların yurttaşlara verdiği zararı tahlil eden CHP, güçlü – yani aktif – bir yurttaşlık vizyonu ortaya koyuyor. Ekonomide yeniden tanımladığı kamucu bir anlayışı savunuyor; devletin sosyal niteliğini bireyin üretime katılmasının önüne açacak bir hale getiriyor. Güvenlik ve dirençlilik kavramlarıyla yurttaşlara yeni ve katıksız bir güvence vadediyor. Örneğin güvenlik kavramı hem bireysel hem kolektif olarak ele alınmış. Korunması gerekenin daha fazla korunacağı ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılacağı bir gelecek kurguluyor.

2. Dönüşümün Rengi Yeşil ve Mor

Yeni programda Türkiye’nin dönüşümünün renginin yeşil ve mor olduğunu görüyoruz. Tüm vizyon sürdürülebilirlik ve çevreye saygı üzerine kurulu. Bireyin güçlenmesinde de kadınların ön plana çıktını fark ediyoruz.

Programın kadınlara bakışı cesur ve gerçekçi. Tüm yurttaşları eşit gören program, toplumdaki eşitsizliğin farkında ve bunun azaltılması için sosyal politikaları cesurca kullanıyor. Örneğin her mahalleye kreş yapılması klasik bir sosyal devlet hamlesi değil. Aksine kadınların siyasete ve ekonomik hayata katılımının güvencesi.

Yurttaşı güçlü ve aktif kılan politikalar, geleceğe dönük inşa sürecinin temelini oluşturuyor.

CHP Programı 2025'in "Demokrasi, Yönetim ve Adalet" bölümü, kurumsal güvene dayalı ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını esas alıyor.

Program, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, toplumsal eşitsizliklerin giderilmesi ve yolsuzlukla mücadelede etkin mekanizmaların oluşturulmasını en temel öncelik olarak belirlemiştir. Bu köklü reform anlayışı, özellikle yerel yönetimler üzerinden somutlaştırılıyor:

· Kent Suçları ve Rantın Engellenmesi: "Kente karşı suç" kavramı Türk Ceza Kanunu’na dahil edilecek. İmar planı değişikliğiyle ortaya çıkan kent rantının gerçek ya da tüzel kişilere aktarılması kesin ve katı düzenlemelerle engellenecektir.

· Katılımcılık İlkesi: Yurttaşların yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak yasal düzenlemeler ve mekanizmalar hayata geçirilecek. Kent konseyleri, sokak, mahalle ve semt düzeylerinde yatay örgütlenmelerle yeniden yapılandırılarak halkın gerçek katılımı sağlanacaktır.

3. Eğitim, Sosyal Güvenlik ve Ekonomide Kapsamlı Reform

Bu noktada programın demokrasi ve adalet vizyonunun yanı sıra, vatandaşların refahını ve sosyal güvenliğini artıracak somut, popülist olmayan sosyal adımlardan da bahsetmek gerekiyor:

· Eğitimde Eşitlik ve Liyakat:

o Öğretmen alımlarında liyakati esas almak için mülakat kalkacak.

o Okullarda ücretsiz 1 öğün yemek ve ücretsiz içme suyu verilecek.

o Okullara kayıt ücreti alınmayacak, okullar tam gün olacak ve köy okulları yeniden açılacak.

o Okullarda kadrolu temizlik, güvenlik ve sağlık görevlisi olacak.

o Akademik özerkliği geri getirmek için YÖK kaldırılacak ve üniversite rektörleri seçimle gelecek.

o Barınma sorununun çözümü için ihtiyaç kadar öğrenci yurdu yapılacak.

· Sosyal Güvenlik ve İstihdam:

o Yoksullukla mücadele için Temel Vatandaşlık Geliri uygulaması başlayacak.

o İşsizlik sigortası fonundaki para işverenlere ödenmeyecek, fonun amacı doğrultusunda kullanılması sağlanacak.

o Kadınların işgücüne katılımını desteklemek için her mahallede devlete ait kreş olacak.

· Sağlık: Kapatılan devlet hastaneleri yeniden açılarak kamu sağlığı hizmetleri güçlendirilecek.

SONUÇ: YENİ CHP VE TÜRKİYE PERSPEKTİFİ

Bu Kurultay, Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyasi baskılar karşısında yılmayacağını ispatlamıştır. Parti, enerjisini bir girdabın içine çekmek yerine, hem iç yapısını demokratikleştirmiş hem de geleceğe yönelik bir inşa programı ortaya koymuştur. CHP, artık sadece "direnen" değil, aynı zamanda "inşa eden" bir aktör olarak Türkiye siyaset sahnesindeki yerini pekiştirmiştir.

Türkiye'nin geleceği, sadece baskıya direnenlerin değil, aynı zamanda bu vizyoner adımlarla ülkesi için somut çözümler üreterek sosyal adaleti, liyakati ve demokrasiyi yeniden tesis etme iddiasını taşıyanların elinde şekillenecektir.